Mahir Ünal, MKYK Toplantısı Sonrası Gündemi Değerlendirdi
MAHİR ÜNAL: Bildiğiniz gibi uzunca bir süredir hem ana kademe hem gençlik kolları hem de kadın kolları kongrelerimiz devam ediyor. Dolayısıyla öncelikli olarak bu süreçlerin değerlendirilmesi gerçekleştirildi. Ben ana kademe kongrelerimiz konusunda öncelikli olarak sizi bilgilendirmek isterim. Şu ana kadar 533 ilçemizin kongresi planlanmış 413 ilçe gerçekleştirilmiş ve hafta sonu yapılacak 53 tane kongremiz var. Yine il başkan atamalarında da 22 il başkanı değişikliği şu ana kadar yapılmış ve bunun 17 ilin ataması gerçekleştirilmiş. Yeni ihtas edilen ilçelerimiz Artvin Kemalpaşa, Aksaray Sultanhanı buralarla ilgili de gerekli çalışmalar devam ediyor. Yine Türkiye Büyük Millet Meclisi Grubu çalışmaları konusunda MYK bilgilendirildi. Bunun dışında ki konularda da dilek ve temenniler bahsinde MYK üyelerimiz gündeme dair kongre süreçlerine dair görüşlerini paylaştılar. Sorularınız varsa sorularınızı alayım. Buyurun Murat Bey.
GAZETECİ MURAT: Sayın Ünal efendim. Büyük şehirlerin ilçe kongrelerine ilişkin bir erteleme söz konusuydu Sayın Genel Başkanın talimatıyla, önümüzdeki sürece ilişkin bir takvim, tarih belirlendi mi? Bu şehirlerin yapılamayan büyükşehir ilçelerinin kongreleri ne zaman tamamlanacak? Teşekkür ederim.
MAHİR ÜNAL: Şimdi değerli arkadaşlar; geçen hafta aldığımız bir kararla öncelikli olarak illerin kongrelerinin bitirilmesi karar altına alındı ve büyük şehirleri kongrelerinin il kongreleri tamamlandıktan sonra yani 51 ili tamamladıktan sonra 30 büyükşehrin kongre süreçleri başlayacak. Şu ana kadar yapılan yani büyükşehirlerin şu ana kadar gerçekleşen kongreleri yapılmış olacak. Yapılmamış olanlar ise bu 51 ilin tamamlanmasından sonra yapılacak. Sosyal medyada bu konuda yürütülen bazı tezviratlar var. Bunlara herhangi bir şekilde itibar etmeyiniz. Bu konuda hem teşkilat başkanlığımız hem de tanıtım ve medya başkanlığımız sizi düzenli olarak bilgilendirmektedir. Buyurun.
GAZETECİ: Murat’ın sorusuna ek olarak, bir gerekçe var mı efendim? Sadece takvimlendirme çalışması mı yoksa? İkinci olarak da onu da sorayım. İkisini birden yanıtlayın arzu ederseniz? Şu anda Mecliste görüşülmekte olan daha doğrusu görüşülecek olan müftülere nikah yetkisi tanıyan düzenlemeyle ilgili olarak bazı sivil toplum kuruluşlarından yine muhalefetten gelen tepkiler var. Bu çerçevede bu düzenlemenin geri çekilmesi ya da revize edilmesi söz konusu mu? Buna ilişkin değerlendirme yapıldı mı MYK’da?
MAHİR ÜNAL: Şimdi değerli arkadaşlar buna neden gerek duyuldu? Yani büyük şehirlerin kongre süreçlerinin daha sonraya bırakılmasına neden gerek duyuldu? Bu tamamen planlamayla ilgili. Çünkü düşünün; sadece bu hafta sonu bizim 53 tane planlanmış kongremiz var. Yani bu şu demek aynı zamanda; her kongre için Ankara’dan konuşmacıların gitmesi o ilçedeki yapılacak çalışmalar, onun öncesinde istişareler, mülakatlar, değerlendirmeler. Dolayısıyla bunun getirdiği zorluklar dikkate alınarak rahat bir planlama yapılabilmesi gerekçesiyle öncelikli olarak 51 ilin kongreleri tamamlandıktan sonra büyükşehirlere başlayacağız. Diğer konuda da herhangi bir şekilde bir geri çekme söz konusu değil. Bu konu toplumda yeterince tartışıldı. Nihayetinde müftülere nikah kıyma yetkisinin müftülüklere verilmesi medeni kanunun değişmesiyle ilgili bir konu değil. Yani nihayetinde diğer devlet memurları yani nikah memurunun nikah kıyma yetkisi ne ise yine bir devlet memuru olan müftülüklere de aynı yetki veriliyor. Yani sanki burada yapılacak olan bir dini nikahmış gibi bir algı oluşturmanın bir anlamı yok. Çünkü burada belediyenin görevlendirdiği nikah memuru nasıl nikah kıyıyor, hangi kanun çerçevesinde medeni kanunun ona verdiği yetki çerçevesinde nikah kıyıyorsa müftülükler de aynı şekilde nikah kıyacaklar. O yüzden buradan herhangi bir şekilde bir din istismarının çıkarılmasını açıkçası doğru bulmuyoruz. Evet buyurun.
MURAT UHUCU: Dün CHP’li bir milletvekilinin katıldığı bir canlı yayın programında 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin yapmış olduğu bazı açıklamalar vardı oldukça da tartışıldı. Orada bu darbe girişiminin AK Parti tarafından yapıldığını şehitlerin ise öngörülemediğini ifade etti. Bu açıklamayı nasıl değerlendiriyorsunuz?
MAHİR ÜNAL: Değerli arkadaşlar bu Kılıçdaroğlu CHP’sinin yeni yaptığı bir şey değil. Bunu sistematik olarak 15 Temmuz’dan hemen sonra başlattılar ve maalesef devam ettiriyorlar ve burada acı olan şey şu ki; Kılıçdardoğlu’nun CHP’si bir FETÖ tehdidi olduğuna inanmıyor mu? FETÖ’nün orduda örgütlendiğine inanmıyor mu? FETÖ’nün yargıda örgütlendiğine inanmıyor mu? Bunların sınav sorularını çalıp milletin emeğine göz diktiklerine inanmıyor mu? Darbe yaptıklarına, millete kumpas kurduklarına inanmıyorlar mı? 40 yıldan beri devletin içerisine sızmış bu yapının nasıl bir tehdit olduğu bütün Türkiye tarafından, dünya tarafından anlaşılmışken CHP, Kılıçdaroğlu’nun CHP’si ısrarla neden bu tehdidi görmezden geliyor? Bunun vebalini CHP, Kılıçdaroğlu’nun CHP’si bunun vebalinin altından kalkamaz. Şurası unutulmasın ki; biz 15 Temmuzu sulandırmak isteyen, 15 Temmuzu itibarsızlaştırmak isteyen, 15 Temmuza tiyatro diyen, 15 Temmuza kontrollü darbe diyen herkesle 15 Temmuz’un mehabetine, 15 Temmuzun anlamına, anısına, o gün bu aziz milletin verdiği mücadelenin yüksek hatırına sonuna kadar mücadele ederiz ve bu yapılmak istenen işin de hesabını sorarız. Çünkü bu şakası olan bir şey değil arkadaşlar. Yani 15 Temmuz gecesi bu ülke işgal edilmek istendi. Burada CHP’nin yapması gereken şudur; efendim şu olmuştur, bu olmuştur, geçmişte şöyle olmuştur, böyle olmuştur. 17-25 Aralık’tan hemen sonra Türkiye Cumhuriyeti Devleti bu konuda paralel devlet yapılanmasını bir terör örgütü olarak gördü ve mücadele etmeye başladı mı, başladı. 2012’de Kemal Kılıçdaroğlu ne diyordu? Siz elinizde bir delil yokken bu yapıyı nasıl terör örgütü olarak nitelendirirsiniz diyordu. Elinizde bir delil yokken nasıl bu gazetelere, bu televizyonlara, bu yapıya dönük bu tavır içerisine girebilirsiniz diyordu. Ne zaman ki devlet gerekli delilleri gördü, bu yapının gerçek yüzü ortaya çıktı. Devlet bu yapıyla mücadele etmeye başladı. Bakın AK Parti demiyorum. Çünkü 17-25 Aralık AK Parti’ye karşı yapılmış bir yargı darbesi olarak görmeyin bunu sadece. 17-25 Aralık’ta tıpkı 15 Temmuz’da devleti ele geçirme anlamında bu yapının ilk hamlesiydi. Bunları doğru koyalım ve artık bunlar üzerinden bir tartışma istemiyoruz. Çünkü FETÖ’nün nasıl bir tehdit olduğu özellikle son dönemde tekrardan yurtdışında 165 ülkede maalesef Türkiye düşmanlarınca bu yapının nasıl desteklendiği ve nasıl palazlandırıldığı ortada ve 165 ülkede Türkiye aleyhine bunların nasıl bir kara propaganda yürüttükleri ortada. O yüzden bu konuda arkadaşlar hiçbir şekilde birilerinin FETÖ’nün ağzıyla konuşmasına artık tahammülümüz yok. Biz bu yapıyla bu şekilde mücadele ederken devlet bu yapıyla mücadele ederken bu yapının bu devleti ele geçirmek için harekete geçtiği 17-25 Aralık ve 15 Temmuz ortadayken nasıl olurda kalkar siz bu 15 Temmuz’la ilgili dersiniz ki; bunu AK Parti yapmıştır. Şimdi bakın bu ne anlama geliyor biliyor musunuz? Bu FETÖ terör örgütü, 165 ülkede son 7 aydan beri daha öncede sizlere açıklamıştım. 15 Temmuz’la ilgili her bir karar vericinin masasına bir kitap bırakıyor. 15 Temmuzun bir kontrollü darbe olduğuyla ilgili bir tiyatro olduğuyla ilgili, AK Parti tarafından yapıldığıyla ilgili bir propaganda yürütüyor. Şimdi uluslararası alanda yürütülen bu propagandanın Türkiye ayağını kim yürütüyor? Maalesef Kılıçdaroğlu’nun CHP’si ve bu milletvekilleri yürütüyor. Peki dışarıda bu propagandayı yürüten FETÖ terör örgütü kimi referans gösteriyor propaganda yaparken? CHP’nin söylemlerini referans gösteriyor arkadaşlar. CHP’nin söylemlerini referans göstererek yurtdışında AK Parti’yi seçilmiş AK Parti hükümetini bir itibarsızlaştırma ve gayri meşru ilan etme girişimiyle de aynı zamanda karşı karşıyayız. Tıpkı sözde adalet yürüyüşü sözde adalet kurultayıyla yapmak istedikleri gibi sözde adalet kurultayının sonuç bildirgesiyle CHP ne yapmak istedi? Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne yapılacak başvurulara, FETÖ tarafından yapılacak başvurulara bu sonuç bildirgesiyle altlık hazırladığı gibi FETÖ’nün yurtdışında yürüttüğü kampanyayla da içeriden dışarıya konuşarak maalesef malzeme taşıyorlar. Şunun bilinmesini isteriz ki; 250 şehit spekülasyon konusu yapılamaz, buna müsaade etmeyiz. Bunun da hesabını sorarız. Bu kadar açık ve net konuşuyoruz. Başka soru, buyurun efendim.
MUSTAFA YILDIRIM: Sayın Başbakanın önümüzdeki günlerde Bağdat’a bir ziyaret gerçekleştirmesi bekleniyor. Bu ziyaret öncesinde ziyarete ilişkin bir değerlendirme MYK’da gündeme geldi mi? Bir de Sayın Başbakan daha önce üçlü bir mekanizmadan bahsetmişti Tahran’ın da dahil olduğu Ankara, Bağdat, Tahran. Tahran’dan da üst düzey bir katılım bu ziyaret sırasında gerçekleşecek mi? Teşekkürler.
MAHİR ÜNAL: Değerli arkadaşlar bu konu MYK’da gündeme gelmedi. Bu konuda hükümet sözcümüz sizleri bilgilendirecektir. Sayın Başbakanımızın Bağdat ziyareti ve Bağdat ziyaretinin ana başlıkları konusunda hükümet sözcümüz sizleri bilgilendirecektir. Buyurun.
GAZETECİ: Efendim müftülere nikah yetkisiyle ilgili bir şey sormak isterim ben. Bu konuyla ilgili MHP’nin muhalefet şerhi vardı. Laiklik ve hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle. CHP’nin tavrı zaten biliniyor ama bu süreçte MHP’yle bir temas sağlanmış ve ikna edilmiş olabilir mi? Bunu da şunun için soruyorum. Toplantıya grup başkanvekilleri de katıldı. En azından Meclis ayağında böyle bir görüşme, temas oldu mu? Teşekkürler.
MAHİR ÜNAL: TBMM Grubumuzun yaptığı MYK’yı bilgilendirme anlamında yaptığı konuşmada bu konu gündeme gelmedi arkadaşlar. Evet teşekkür ediyorum arkadaşlar, iyi bir gün diliyorum.