'' Devlet içindeki ' melek görünümlü şeytanı' çıkardık, attık''
Ünal, partisinin Orhangazi Kültür Merkezi'nde düzenlediği Adapazarı İlçe Gençlik Kolları 3. Olağan Kongresi'nde yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a birilerinin utanmadan "faşist, diktatör" dediğini söyledi.
"Yani bu ülkede biz faşist, diktatör görmesek, zulüm ve baskı görmesek inanacağız." diyen Ünal, bunun böyle olmadığını bunu söyleyenlerin de çok iyi bildiğini, ama bir yere oynadıklarını kaydetti.
Onların en büyük derdinin dünü unutan, dünün Türkiye'sini yaşamayan gençlerin kafasını karıştırmak olduğunu vurgulayan Ünal, "Acaba gençlerin kafasını bulandırabilir miyiz?' Dertleri bu. O yüzden 2002'den bugünü bir kez daha hatırlamamız gerekiyor. 2002'nin Türkiye'si, uçurumun kenarına gelmiş bir Türkiye'ydi. Bu milletin evlatları ortaya çıktı ve adeta uçurumun kenarından ülkeyi aldı. Tıpkı 15 Temmuz gecesi bu milletin sokağa çıkıp devletini uçurumun kenarından aldığı gibi." ifadelerini kullandı.
- "İlk dershane olayını hatırlayın"
Ünal, AK Parti'nin bütün kapıları sivil örgütlere açtığını belirterek, şunları söyledi:
"Ama bunu biz sokmadık içeriye. O yapı 1986'da soru çalmış, 1994 büyük ekonomik krizde 'Darbe yapsam mı acaba?' diye düşünmüş, bugünkü itiraflarında bunlar ortaya çıkıyor ve o yapı, Pensilvanya'daki (kelime bulamıyorum onu ifade etmek için) her kelimeyi aşağı çeken zat... 1999'da Yargıtay'dan beraat kararı çıkartabilecek kadar Yargıtay'ın içine sızmış bir yapı ve biz bütün vesayet odaklarını temizledikten sonra bu defa o yapı yeni bir vesayet odağı olarak devletin üzerinde kendisini belirlemeye çalıştığında ne yaptık? İlk dershane olayını hatırlayın. İşte Tayyip Erdoğan o yüzden büyük bir liderdir, öngörüsüyle. Tayyip Erdoğan, eğer bu yapıya dönük doğru hamleler yapmasaydı, bugün devletin anahtar testini onlar ele geçirmişlerdi. Dershaneyle başlayan süreçte Tayyip Erdoğan ve arkadaşları ve AK Parti, AK gençler, AK kadrolar, bu ülkenin evlatları öyle bir mücadele verdiler ki, devletin içindeki 'melek görünümlü şeytanı' çıkardık, attık hamd olsun. Bundan daha büyük bir iyilik, bu ülkeye olabilir mi?"