AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mahir Ünal, Rusya'nın başkenti Moskova'da düzenlenen "15 Temmuz Sonrası Türk Dış Politikası: Türkiye-Rusya İlişkileri" başlıklı panele katıldı.
Ünal, Rusya'nın başkenti Moskova'da düzenlenen "15 Temmuz Sonrası Türk Dış Politikası: Türkiye-Rusya İlişkileri" başlıklı panelde konuşu.
Terör sorununun tüm dünya için problem haline geldiğini belirten Ünal, "Özellikle terör sorunu herhangi bir ülkeye ait olarak görüldüğünde, hepimizin geleceği için çok ciddi bir tehlike oluşturacaktır. İstanbul’da bombalı saldırı olduğunda aynı zamanda Moskova’ya, Londra’ya ve Paris’e yapılmış demektir. Çünkü terör bir kere başladığında, terörün herhangi bir şekilde ırk, ülke ayrımı söz konusu değil." dedi.
Ünal, Türkiye'nin şu anda 4 terör örgütüyle çok ciddi bir mücadele verdiğini kaydetti. DEAŞ, PKK, PYD/YPG ve aynı zamanda 15 Temmuz darbe girişimini gerçekleştiren Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ile mücadelenin sürdüğüne işaret eden Ünal, "Bunların üstüne Türkiye bir de bölgede yeni yeni oluşan terör örgütlerine dönük de önlemler alıyor." diye konuştu.
Terörü oluşturan asıl nedenlerin de konuşulması gerektiğini belirten Ünal, terörün dünyada artık herhangi bir ülkeye ait olmaktan çıktığını vurguladı. Ünal, "Artık Soğuk Savaş yıllarının olduğu ya da sınırların olduğu bir dünyada yaşamıyoruz. Artık küçücük bir dünyada yaşıyoruz. Bu küçücük dünyada yaşanan her şey herkesi etkiliyor. Bu yüzden 15 Temmuz'u Türkiye’de yaşanan sıradan bir olay gibi değerlendirmek doğru olmaz." diye konuştu.
Türk halkının 15 Temmuz gecesi hiç düşünmediği bir şey yaşadığını ifade eden Ünal, o gece Türkiye'nin silahlarının birilerinin ele geçirip, silahsız sivil insanlara nasıl vahşice ateş edebileceğini gördüklerini, bunu hiç düşünemediklerini söyledi.
Ünal, sözlerini şöyle sürdürdü:
"O gece şunu da fark ettik ki insan vahşileştiği kadar kendi ülkesi, kendi bayrağı ve kendi değerleri için bir kahramana, bir cesaret abidesine de dönüşebiliyor. Çıplak elleriyle kendi ülkelerini, kendi hayallerini, kendi çocuklarının yaşayacağı ülkeyi tutuverdiler. Bu çok kıymetli bir şeydir. O gece insanlık adına kıymetli bir şey daha yaşandı. Hiçbir yağma olayı yaşanmadı ya da hiç kimse kendisine silah doğrultan askerin silahını alıp kendisine sıkmadı. Yoksa silahları aldıklarında onları öldürebilirdi ama kimse bunu yapmadı. Çocukların geleceğini çalmak için kendilerine silah doğrultanların silahlarını çıplak elleriyle aldılar fakat kendilerine doğrultmadılar. Görüntülere bakarsanız ihtiyar teyzelerin o askerlere, kendilerine silah doğrultan askerlere nasihat ettiklerini, yanlış yolda olduklarına dair onları uyardığını görürsünüz."
Türkiye'nin S-400 alımı
Panelin soru cevap kısmında, Türkiye'nin Rusya'dan S-400 füze savunma sistemi alma planı hakkındaki bir soruyu yanıtlayan Ünal, Türkiye'nin Rusya ile anlaşmasında S-400'ün güçlü bir hava savunma sistemi olmasının yanı sıra bu sistem konusunda bilgi alışverişi geliştirmenin de önem taşıdığını kaydetti.
Türkiye'nin S-400 kararını bağımsız bir şekilde aldığını kaydeden Ünal, şunları ifade etti:
"Bu çalışmanın bizim NATO müttefiki olmamıza dönük bir tehdit olarak görülmesinden biz açıkcası rahatsızız. Çünkü biz NATO ile olan ilişkilerimizde herhangi bir sorumluluğumuzu yerine getirmiyor olmamız diye bir şey söz konusu değil. Bu Türkiye'nin bağımsız şekilde aldığı karar. Biz bu hava savunma sistemini Fransa’dan da alabilirdik, Almanya’da da alabilirdik, Çin’den de alabilirdik. Biz bu görüşmeleri yaptıktan sonra, en uygun olan anlaşmayı Rusya ile yaptığımız için biz bu sistemi Rusya’dan alıyoruz. Bunun altında birilerinin herhangi bir maksat araması doğru değil."