AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mahir Ünal, Habertürk TV canlı yayınına konuk oldu

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mahir Ünal, Habertürk TV Ankara Haber Müdürü Aysun Torun'un sorularını yanıtladı. AK Parti'deki metal yorgunluğuna ilişkin soruyu yanıtlayan Ünal, "Cumhurbaşkanımızın kullandığı kavramlardan bir tanesi metal yorgunluğu. Metal yorgunluğu ile bu değişimleri aynı yorumlamamak gerekir. Biz 15 yıldan beri bunu yapıyoruz. Zaman zaman il, ilçe teşkilatını değiştiririz" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "racon" çıkışı ile kimleri kastettiği sorusuna Ünal, "AK Parti adına konuşan kim varsa onlara söyledi. "Talimat vermek" ifadesinden tutun da "Siz gününüzü göreceksiniz" ifadesine, Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti buna izin vermez" yanıtını verdi.

Ünal, MHP'li muhaliflerin yeni parti kurma girişimleri, Kılıçdaroğlu'na yönelik "tutuklama" tartışmaları konusunda da çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Ünal'ın açıklamalarından satır başları;

"Seçilmiş Cumhurbaşkanı ile siyaset yeni bir biçim kazandı. Siyaset kurumu aracılığı ile seçilen bir Cumhurbaşkanı'nın bir siyasi parti ile ilişkisi olması kadar doğal bir şey olamaz.

AK PARTİ'DEKİ "METAL YORGUNLUĞU"

Değişim siyasetin fıtratında var. Doğal olarak siyaseten yol yürürken bir bayrak değişimi her zaman yaşanır bu normal. Bu süreçte Cumhurbaşkanımızın kullandığı kavramlardan bir tanesi metal yorgunluğu. Metal yorgunluğu ile bu değişimleri aynı yorumlamamak gerekir. O yüzden "değiştirildi" şeklinde bir yorumu biz parti olarak kabul etmiyoruz. Biz 15 yıldan beri bunu yapıyoruz. Zaman zaman il, ilçe teşkilatını değiştiririz. Bu, bu değişimin bir bayrak yarışı olmadığı anlamına gelmez. Bakanlıklarda da değişiklikler oluyor. Cumhurbaşkanımızın metal yorgunluğundan kastettiği, bizim içimizde, AK Parti'nin temel değerlerinden uzaklaşmış ve bunu artık içselleştirmeyen birileri varsa, bunlara dönük bir uyarıydı. Bu ilkesel bir uyarı. Siz temel değerlerinizi hatırlatmazsanız istikamet üzeri kalamasınız. Sanki bunu yapanlar var da bunlara dönük bir uyarı. Hayır.

ABDULLAH GÜL'ÜN "KURUCU DEĞERLER" AÇIKLAMASI

15 yıldan beri iktidardaysanız. Son 4 yıl boyunca büyük krizler yaşamış 4 terör örgütü ile mücadele eden, kendisine operasyon çeken küresel güçlere karşı da bir duruş sergiliyorsanız, sizin hatırlamanız gereken en temel şey değerleriniz ve ilkelerinizdir. 11. Cumhurbaşkanımız sayın Abdullah Gül'ün de altını çizdiği husus, Cumhurbaşkanımızın da altını çizdiği husustur.  Bunların hatırlatılmasından birilerinin rahatsız olması da ayrı bir konu.

AK PARTİ'DE İL BAŞKANLARININ İSTİFALARI

Bana nerede görev verilirse ben orada o görevi yerine getirmekle sorumluyum. Ben bu görevi beğenmiyorum dersem o zaman egomu işin içine katmış olurum. Oysa AK Parti kendinden geçmiş, kendinden vazgeçmiş insanların yürüttüğü kutlu bir yürüyüştür.

Bayrak değişimi karşılıklı olarak gerçekleşiyor (İl başkanlarının istifaları). Dolayısıyla bunları bir dışlama olarak değerlendirmemek lazım.

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'IN "RACON" AÇIKLAMASI

AK Parti adına konuşan kim varsa onlara söyledi. AK Parti bir siyasi disiplini olan partidir. Bizim genel başkanımız belli,genel başkan yardımcılarımız belli, parti sözcümüz belli. Tarımla ilgili bir konu varsa, Tarım Bakanımız konuşur. Sosyal medyalarda, gazetelerde, televizyonlarda, öyle televizyon yorumcuları, öyle sosyal medya fenomenleri ortaya çıktı ki, AK Parti sözcüsü gibi konuşuyor. Bir gazetecinin AK Parti ile ilgili konuşması başka, AK Parti adına konuşması başka bir şeydir. "Talimat vermek" ifadesinden tutun da "Siz gününüzü göreceksiniz" ifadesine, Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti buna izin vermez. Bu konuşmayı sayın Cumhurbaşkanımız 2. kez yapıyor. Sert bir şekilde yaptı, net bir şekilde. Cumhurbaşkanımız herkesle anladığı dilden konuşur. Birileri racon kesiyorsa, Cumhurbaşkanımız o racon kesenlere kendi dillerinden konuşmuştur. Racon kelimesinden CHP'nin rahatsız olmasını da anlamıyorum. Her şeyin bir raconu vardır denir mesela. Siz halkın kendi liderine nasıl sesleneceğine siz mi karar vereceksiniz. "Reis" denmesinden niye rahatsız oluyorsunuz.

KILIÇDAROĞLU HAKKINDA "TUTUKLAMA" TARTIŞMASI

CHP kendisini bir yere hapseder, kapının anahtarını da pencereden dışarı atar. Yemin krizi çıkarmışlardı, sonra da içinden çıkamamışlar ve ciddi bir sorun yaşamıştık. Hepimiz o zaman bunları tartıştık. Şimdi durup dururken Kılıçdaroğlu bir tutuklanma işi çıkardı. Hukuki bir mesele neden Cumhurbaşkanımızın gündemi olsun. Yargının bir gündemidir. Haksız gözaltına asla razı olmayız. Cumhurbaşkanımız geçmişte bunu İlker Başbuğ meselesinde de aynı şekilde ifade etti. Tutuklanma konuşması bile muhalefeti güçlendirecek bir şey. Böyle şeyler üzerinden siyaset yapılmaz. Ben açıklama yaptım, 7 soru sordum. MİT TIR'ları ile ilgili değil sadece, Kılıçdaroğlu'nun genel başkan olduğu günden bu yana Kılıçdaroğlu'nun siyasi söylem analizini yaptırdım. Onları söyledim. Açıklama MİT TIR'ları ile ilgili değil. 2010'dan bugüne kadar siyasi tercihlerinizin analizi yapıldığında "Kemal Kılıçdaroğlu'nun CHP'si, AK Parti, Türkiye karşıtı bütün yapıların sözcülüğünü neden yapıyor?", sorusunu kendi kendime soruyorum.

CHP şuna karar versin önce; 16 Nisan halk oylaması ile ilgili maalesef, bunu tanımadıklarını, ve bunu tanımadığınız zaman 2019 seçimlerini de tanımıyorsunuz o zaman. Seçimi, sandığı mı referans gösterecek, yoksa sokağı mı adres gösterecek. Bunun kararını verdiyse CHP, Kılıçdaroğlu aday olur, olmaz. Bu kendisinin bileceği bir şey. Kılıçdaroğlu'nun adaylık konusunu biliyoruz. Deniz Baykal'la görüştü, aday değilim dedi, sonra adaylığı kabul etti. Bizim adayımız da belli, pozisyonumuz da belli. AK Parti'nin her şeyi şeffaf.

YENİ PARTİ

Ben önümüzdeki günlerde CHP'nin de bir Adalet Kurultayı var. FETÖ konusunda lütfen hassas olun. Bu alçaklar 15 Temmuz'da bu ülkeyi işgal etmek istediler. FETÖ'nün içine sızmadığı, içinde olmadığı, ya da Kandil'den açıklama yaptı PKK, CHP ile ittifak yapabileceklerini belirtti. FETÖ'nün angajmanları ile ya da bir terör örgütünün uzantısı olarak siyaset yaparak bu ülkede birileri sürdürülebilirlik beklemesinler. Geçmişteki ilişkilere baktığımız zaman kaygılanmamız da normal. Kalkıp birileri 15 Temmuz'da şehit olmuş 250 kişinin hakkını savunmak yerine, Türk yargısına gerçek darbeciler yargılanmıyor gibi bir ithamda bulunuyorsa, hangi pozisyonda olduğunuza dikkat etmeniz gerekiyor. FETÖ'nün sızmasına dikkat etmeniz gerekiyor. Siyasette olanlar ve siyasette olmayı düşünenler de aynı hassasiyette olmalı.

"TÜRKİYE DÜŞMANI PARTİLERE OY VERMEYİN ÇAĞRISI YAPMASI SON DERECE DOĞAL"

Almanya, son dönemde Türkiye'nin içine dönük, siyaset düzeyinde engellemelerde bulundu. Sayın Cumhurbaşkanımız oradaki vatandaşlarımıza Türkiye karşıtı partilere karşı hassasiyet göstermenizi öneriyorum dedi, kıyamet koptu. Biz Almanya ile eşit ilişki kuruyoruz. Cem Özdemir bir slogan hazırlamış; Erdoğan'ı kızdır, Özdemir'e oy ver. İş buraya kadar geldi. Sayın Cumhurbaşkanımızın da oradaki vatandaşlarımıza Türkiye düşmanı partilere oy vermeyin çağrısı yapması son derece doğal.