Genel Gündem

Necip Fazıl 2015 Ödülleri Sahiplerini Buldu

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: “Üstat Necip Fazıl Kısakürek’i bir kez daha rahmetle, minnetle, özlemle yad ediyoruz…”
 
Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Bizim Medeniyetimiz Söz ve Yazı Medeniyetidir…”
 
Bu yıl ikincisi düzenlenen Necip Fazıl 2015 ödülleri İstanbul Haliç Kongre Merkezinde düzenlenen törenle sahiplerini buldu.
 
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile eşi Emine Erdoğan’ın katılımlarıyla gerçekleştirilen ödül törenine, Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak ile iş ve sanat dünyasından çok sayıda davetli katıldı.
 
Temelinde sevgi olmayan, ilim, irfan ve fikir olmayan, daha da önemlisi vicdan ve merhamet olmayan bir devletin fiziki gücü ne kadar fazla olursa olsun büyük devlet olmasının mümkün olamayacağına vurgu yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan törende yaptığı konuşmada Necip Fazıl ödüllerinin önemine dikkat çekti.
 
Bu Ödüllerin Gelenekselleştiğini Görüyor ve Memnuniyet Duyuyorum
 
“Bu yıl ikincisi takdim edilen Necip Fazıl Kısakürek Ödülleri’nin yayın hayatımız, edebiyat ve fikir dünyamız için hayırları vesile olmasını diliyorum.
 
Üstat Necip Fazıl Kısakürek’i bir kez daha rahmetle, minnetle özlemle yad ediyoruz. Rabbim ondan razı olsun.
 
Geçen sene yapmış olduğum konuşmada bu ödüllerin geleneksel hale gelmesini arzu ettiğimi ifade etmiştim. Hamdolsun bu yılki törenle bu hayalimizin adım adım vücut bulduğunu görüyor, bundan da büyük bir memnuniyet duyuyorum.
 
Hüner sahibi olmak, iyi bir yazar, ufuk açan fikir adamı, seçkin bir sanatçı, büyük bir zanaatkar olmak gerçekten önemlidir.
 

Bu vasıflar başlı başına bir değerdir. İşte bunun kadar önemli olan bir husus da bu kıymeti idrak etmek, onların eserlerine hak ettiği değeri verebilmektir.
 
Ben Necip Fazıl Ödülleri’nin ülkemizin fikir, sanat ve edebiyat hayatındaki hüner sahiplerinin tanınmasına, taltif edilmesine, kıymetlerinin anlaşılmasına vesile olduğuna inanıyorum.”
 
Özdenören Sadece Neslimizin Değil, Nesillerin Ağabeyidir
 
“Şiir alanında, ‘Kaybettiğimiz neyse Rabbim verdiğin şiirler geri getirsin bize’ diyerek Kaşgar yolunda bir karınca misali modern dünyada yitirdiklerimizin, ötelediklerimizin, unuttuklarımızın peşine düşen şair Cevdet Karal kardeşimizi huzurlarınızda tebrik ediyorum.
 
Tercüme alanında şiir ile felsefenin buluştuğu Goethe’nin Doğu Batı Divanı başta olmak üzere Alman fikir ve edebi eserlerini dilimize kazandıran Senail Özkan Beyefendiyi huzurlarınızda kutluyorum.
 
Kendisinin, üstadın ifadesiyle, ak saçlı annemizin dili gibi aziz, saf, temiz ve yetkin bir Türkçe ile aktardığı eserleri ‘söz bir yelpazedir’ anlayışıyla inşallah kuşaklar boyu sürecek bir hazine olarak kültür hayatımızdaki yerini almıştır.
 
Fikir araştırma alanında kadim ilim ve irfan geleneğimize ait hazinenin tozunu silip, yeniden ihya eden, felsefeyi, aşkı, hikmeti, milletimizin yoluna serme gayreti içerisinde olan bir fikir emekçisini görüyoruz.
 
Kendi ifadesiyle bir müzmin felsefe talebesi olan Prof. Dr. İlhan Kutluer hocamızı yürekten tebrik ediyorum.
 
Hikâye alanındaki ödüle, zarafetini yitirmiş hayatlar ile incelikle örülmüş hayatların parçalanan gönüller ile parçalanan coğrafyaları anlatan, insana ayna tutan bir hanımefendinin layık görülmüş olmasını gayet yerinde buldum.
 
Benim mesleğim savunmak diyerek insanı, vicdanı bu milleti var kılan, değerleri savunan, en zor zamanlarda dahi hak ve hukuk davasından vazgeçmeyen Sibel Eraslan hanımefendiyi kutluyorum.
 
Necip Fazıl Saygı Ödülü’nün de üstadın yol ve dava arkadaşı, değerli büyüğümüz Rasim Özdenören’e verilmesi kadar isabetli bir tercih olamazdı herhalde.
 
Tüm ömrünü gül yetiştirmeye adayan Rasim Özdenören ağabeyimize 9 Aralık’ta Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Sanat Ödülü’nü takdim etmiştik. Özdenören sadece bizim neslimizin değil nesillerin ağabeyidir.”
 
Medeniyetimiz Esasen Bir Söz ve Yazı Medeniyetidir
 
“Tarih boyunca kurduğumuz büyük devletlerin arkasında akil devlet adamları, basiretli siyasetçiler kadar mütefekkir ve alimler de vardır.
 
Bizim tarihimizde büyük devlet adamlarıyla gönül dünyamızın manevi önderleri her biri bizim için adeta kutup yıldızı olan arifler hep yan yana omuz omuza olmuşlardır.
 
Şöyle tarihimize bir göz atalım. Büyük Selçuklunun inşasında Alparslan’ın cesareti, Melikşah’ın kabiliyetinin yanında Nizamülmülk’ün adaletini, dirayetini de görürsünüz.
 
Anadolu Selçukluları Süleyman Şah’ın, Kılıçarslan’ın kahramanlıkları yanında Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin aşkının, vecdinin de eseridir.
 
Osmanlı çınarı Osman Gazi’nin, Orhan Gazi’nin, Fatih’in, Yavuz’un, Kanuni’nin siyasi dehasıyla beraber Şeyh Edebali’nin, Yunus Emre’nin, Akşemsettin’in, Hacı Bektaş-i Veli’nin de hikmet pınarından da sulandığını görürsünüz.”
 
Temelinde Vicdan Olmayan Bir Devletin Büyük Devlet Olması Mümkün Değildir
 
“Büyük devletler toprakları, geniş orduları, kalabalık hazinesi zengin olduğu için büyük değillerdir. Bunların hepsi de gelip geçicidir.
 
Büyük devletler, asıl ilme, bilgiye, edebiyata, sanata, şiire, mimariye, fikir hayatına yaptıkları katkılarla bu sıfatı kazanırlar.
 
Bir devlet sınırları içerisinde adaleti, barışı, huzuru, sevgiyi tesis edebildiği topraktan ziyade gönülleri fethedebildiği ölçüde büyük olur.
 
Temelinde sevgi olmayan, ilim, irfan ve fikir olmayan daha da önemlisi vicdan ve merhamet olmayan bir devletin fiziki gücü ne kadar fazla olursa olsun büyük devlet olması mümkün değildir.”
 
Farkımız İhya ve Fetihtir
 
“Tarih belli bir dönem zulümle, kanla, savaşla geniş topraklar işgal etmiş ancak kısa zaman sonra saman alevi gibi kısa sürede sönmüş bir devletler kabristanıdır.
 
Bizi tarihteki diğer devletlerden, medeniyetlerden ayıran asıl fark işte budur. Bizim farkımız işgal değil ihya, yağma değil fetihtir, farkımız budur.
 
Bizim farkımız göçmen kuşlara dahi sığınacak yuva kuran bir inceliktir.”
 
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yaptığı konuşmanın ardından ödül törenine geçildi. Ödüle layık görülen isimler tek tek sahneye davet edilerek, ödülleri takdim edildi.